“Daha dün gibi” denir ya hızla geçen zaman değişimlerinin ardından. Evet daha dün gibi 2024’e merhaba deyişimiz; UMUTLAR, PLANLAR… Daha önceki yıllarda da bir sonraki yıllara bırakılan ümitler… ÜMİTLER, HAYALLER, TEMENNİLER; Şairin dediği gibi “İNSAN HAYAL ETTİĞİ MÜDDETÇE YAŞAR”. Varsayalım ki “YARIN YOK!” 

İnsan ne yapardı acaba? AN ı yaşamak AN da kalmak; haz anlamında, her bir şeyin kıymetini bilerek FARKINDA olmak güzel, rahatlatıcı, huzur verici. Bununla birlikte insan doğası gereği ÖTELERE uzanan SONSUZA kilitlenmiş bir RUH a sahip. Yarınlar, yarınlara dair hedefler, niyetler, umutlar hep o sonsuzluğa açılma isteği olsa gerek. 2024’ün şu son demlerinde yeniden niyet tazelemeler, yeni umutlarla 2025’e gönderilen hayaller – hedefler, insan ruhunun sonsuza olan bağı diyebilir miyiz? 

“Her yıl, bir sayfanın kapanması ve yenisinin açılmasıdır. 2024 biterken, hayatımıza ne kattık, bizden neler aldı?” 2025 e ait umut ve hedeflerimiz neler? diye yeni bir sayfa açarken geçmişin sayfalarından da TECRÜBE dediğimiz yaşanmışlıklara dair heybemize neler kondu? 

Yeni bir yıla girerken biraz SANAT üzerinde durmak nasıl olur diye düşündüm? Hepimizin zaman zaman yol yorgunlukları, kayıpları olur hayata dair ve bu durumda ne iyi gelir bilemez. Araştırmalara göre bir SANAT dalı ile uğraşmak insana iyi geliyormuş -ki ben de tecrübe ettim-, insan güzel olan her şeye gönlünü kaptıran ve onunla beslenip huzur bulan bir varlık aynı  zamanda. Bunun içindir ki SANAT insanlığın var oluşundan beri insanoğlunun hayatında var olmuş; edebiyat, resim, müzikle de kendini göstermiştir. 

İlk insanın duvarlara taşlarla oyduğu resim, yazıdan tutun da günümüze kadar evrilen SANAT  yolculuğunda SANAT a dair  insanın neler neler  yapmıştır. SANAT   bir yerde insanın geleceğe adım atarken izlerine bıraktığı taşlar, izlerdir, geçmişin izleri geleceğe sanatla taşınır desek çok da yanılmış olmayız sanırım. “Sanat, bu hızlı ve kaotik dünyada bir nefes molasıdır.” denir. “Kendimi tanımak için bir kalem ya da bir fırça yeterliydi bazen…” diyerek sanatın bir terapi ya da kendini ifade aracı olduğundan söz edebilir. Zamanın hızla akıp gittiği hissi, modern hayatın koşuşturmacasında hemen hemen herkesin yaşadığı bir durumdur. “Çıldıran zaman” karşısında durup nefes alabilmek, kendimizi kaybolmuş hissetmemek için bilinçli adımlar atabiliriz. İşte bu adımlardan biri SANAT olabilir. 

Edebiyata dair  müzik, resim ve diğer sanatlara dair ne yapabiliyorsak… “Benim yeteneğim yok ki!” dediğinizi duyar gibiyim. Nedir YETENEK? Kendini bilmek en büyük YETENEK o sebepten diyorum ki bu sorunuza cevap olarak “bilemezsin denemeden”. Bu yıl 2025 yılında kendini keşfetme yılı olsa, kendinle ilgili yetenek avcısı olsan ve de bu FARKINDALIKLARINLA yeni yılda yepyeni bir sen olsan SANAT sana ÜMİT olsa, HEDEF olsa kendini nasıl hissedersin?

2024!ün son günleri, her ARALIK ayı geldiğinde yeni yıla dair hayaller, hedefler olur, bu yıl da SANAT’a dair olsa çünkü İNSAN kainatın en ŞEREFLİ yaratılmışı, her yönü ile kainatın en üstünü, kendi FARKINDALIĞINA erişip kendini keşif yolculuğunda SANAT insana bir yol gösterici olabilir mi? Ne dersin GÜZEL İNSAN!

ZAMAN hızla akıp gidiyor daha dün gibi 2024’ü selamladığımız anlar; akıp giden, kayıp giden ZAMAN içinde varlığa dair konabilecek, konuşulabilecek SANAT a dair her ne var ise bu yeni yılda sizinle olsun, kendinizi keşfetme yolunda /yolculuğunuz  da SANAT reheberiniz olsun. ….

 HADE KOÇLUK…….

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir